Empoze | Konular | Kitaplar

İnsana biçilmiş kaftanlar ve haleti ruhiye

Bugün nasıl ki giydiğimiz kıyafetten yediğimiz içtiğimize kadar herşeyi hazır alıyorsak ve markete gidip ne istersek ulaşabiliyorsak içindeki bulunduğumuz haleti ruhiyeler de bazı standartlara sahip ve sadece tüketiyoruz.

Marketteki her ürünün bir fabrikası, tarlası ya da atölyesi varsa içinde bulunduğumuz haleti ruhiyeler de biryerlerde kurgulanıp üretilip bize sunuluyor.

Doğdumuz andan itibaren empoze ediliyoruz. Hiç birşey bizim kendi ürettiğimiz hammaddemiz değil. Tıpkı üzerimizdeki kıyafetler gibi. Biz sadece ödediğimiz bedeli biliyoruz. Ve nereden alıp giyindiğimizi biliyoruz. Hangi markaya aitmiş onu biliyoruz. Davranışlarımız, tavırlarımız insanlara yansıyan hareketlerimiz vs.. bir üretimden geçiyor ve bize sunuluyor.

Biz bu üretilenleri kullanıyoruz.

İnançlarımız, toplumsal değerlerimiz vs. vs. herşey bize sunuluyor. Biz aralarında tercihler yapıyoruz. Sunulmayan öğretilmeyen aktarılmayan hiç bir şeyden haberimiz bile olmuyor.

Dil gibi düşünün. Türkçe, almanca, fransızca vs. vs. yüzlerce dil var. Ve bunlarından birisi ile konuşan bir aile içinde dünyaya geliyoruz.. Tercih etmiyoruz öğreniyor ve konuşuyoruz. Türk ailesi içinde iken almancayı havadna öğrenmiyoruz.. Ya da sonradan öğrenmek için eğitim almak zorunda kalıyoruz..

Türkçe kullanıyorsak örneğin, sınırlarımız belli. Kelime uydurup ben koydum oldu olmuyor. neyi nasıl bir sesle ifade edeceğimiz yüzyıllar öncesinden zaten belirlenmiş. Biz sadece kullanıyoruz.


İşte içinde bulunduğumuz psikolojik durumlarda, şu an arzu ettiklerimiz, hayallerimiz beklentilerimiz de tıpkı bu dil olayı gibi biz yoktan var etmiyoruz. bize sunuluyor. Empoze ediliyor ve biz tercihler yapıyoruz..

Standart duygular, hayaller, beklentiler, arzular, istekler vs. vs. var.. Biz bu standartlar içinde seçimler yaparak kendimizi şekillendiriyoruz. Tıpkı kıyafetler satın alıp gardorabımızı doldurmamız gibi. ve her sabah uyandıgımızda kendi iç dünyamızdaki dolabımızda olanlardan seçip üzerimize geçiriyor ve giyiniyoruz..

Bunların farkında olmadan yaşıyoruz aslında. Ancak birileri tüm olası standartları tespit etmiş ve bunları kategorilendirmiş olabilir..

Toplumları kitleleri bu standartlara çekebilecek yöntemler geliştirmiş olabilir. Aslında biz farkında olmadan birilerin yönetmeleri yönlendirmeleri ile hareket ediyor onların istedikleri duygular ve haller içersinde oluyor olabilir..

Örneğin, tüketici toplumu olmak gibi.. Üreticilikten uzak olmak gibi. Kitap okuyan değil de dizi film izleyen toplum olmak gibi. Bilimsel araştırmalar yapmak yerine top peşinde koşturmak gibi.. Ya da kuran okumak, zikir yapmak yerine şarkı türkü dinleyerek zamanı öldürmek gibi.

Bunları biz mi seçiyoruz yoksa birileri bunlar olsun diye yatırımlar mı yapıyor?

Yoksa özel biçilmiş kaftanlar ve bunları giymeye mahkum edilmiş insanlar mı var dersiniz?

İnsanın şifresi çözülmüş, DNA sı keşfedilmiş ve toplumsal kültürün genetikleri ile oynuyor olabilirler. Biz kendimiz yapıyoruz, toplum böyle istiyor dediklerimiz belki de bu şifreyi çözenlerin isteklerinin ta kendisi olabilir.

Bizi o ruh içinde görmek istiyor olabilirler. Öyle bir aile yaşantımız olmasını istiyor olabilir. Öyle bir psikoloji içinde olmamızı istiyor olabilirler. Nasıl istiyorlarsa o şekilde oluyor olabiliriz.

Kimbilir...

Konular