Empoze | Konular | Kitaplar

Güvenmeyi öğrenmemiz gerekiyor

Bugün sosyal hayatımızda yaşadığımız bir çok sıkıntının temelinde yatan problem güvenemiyor olmamızdır.

Aile yaşantısında, çocuk yetiştirmede, arkadaşlıkta, dostlukta, ekip çalışmalarında, iş hayatında bir çok alanda güven sorunu yaşamaktayız.

Anne-baba öz çocuguna güvenmiyor. Kardeş kardeşe güvenemiyor. Çalışan padronuna güvenmiyor. Patron çalışanına karşı güven sıkıntısı yaşamakta. Hoca talebesine güvenmiyor. Öğrenci öğretmenine güvenemiyor. Kadın kocası, koca ise karısına güvenemiyor. Sol görüşlüler iktidardaki sağ parti liderine güvenemiyor.

Güven ve teslimiyette ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Güvensizliği tetikleyen bir çok neden var. Bu nedenleri teker teker bulup aşmak gerekiyor.

- Güvensizlik konusunda yapılan sürekli telkinler

- Karşı tarafın güvensizliğe iten hal ve davranışları

- Karşı taraftan daha akıllı ve zeki olduğumuzu zan etmemiz

- Karşı tarafın zevk ve beğenilerinin bize uymadığınız zevksiz olduğunu düşünmemiz

- Çocuğu hemen kandıracaklarını ve onunda kanacağını sanmamız

- Ahmak, salak, saf ya da aptal olduğunu düşünmemiz ya da öyleymiş gibi hayıflanmamız

- Ben olmadan hiç bişi, her başarısının altında kendimizi zan etmemiz

- Dolandıracağını, üçkağıtcılık yapacağını, kazıklayacağını, satacağanı ihanet edeceğini düşünmemiz ya da beklememiz

- Yarıyolda bırakılma korkusu

- Sadakatsizlik, daha iyisini bulduğunda anında satacağını düşünmemiz

- En kötü ihtimale odaklı olmamız. Kesin en kötüsü olacağını düşünmemiz. Pozitif açıdan bakamıyor olmamız.

vs. vs.

* * *

Farkında olalım ya da olmayalım sürekli güvensizlik bize telkin ediliyor. Kimseye güvenmemiz gerektiği vurgulanıyor. Ve güvensizliği tetikleyen yüzlerce hikayeyi dinleyerek büyüyor olmamız.

Bunlar bizde güvensizliği tetikliyor. Her ne olursa olsun güvensiz tanımlanmış ana özelliğimiz. Herhangi bir olayda direk güven sorunu yaşamaktayız.

En basit marketten kücük bir eşya alacak olsak, sen beğenemezsin, sen alamazsın, seni kandırırlar... Kazık yersin vs gibi binbir türlü negarif muameleye maruz kalmamız...

* * *

Güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Başarılı olmanın sırrı karşılıksız güvenebilmek ve inanabilmekte yatıyor.

Güvenelim, inanalım ve gerekirse da dolandıralım. Ama güvendiğimiz için dolandırılarım. Yarıyolda bırakalım, satılalım, ihanete uğrayalım.. Ama bu inandığımız ve güvendiğimiz için olsun. Şeytanın vesvesesine düşmeyelim.

Bırakın en berbat halıyı alsın. Bırakın en kötü resmi yapsın. Bırakın kazık yesin.. ama bu süreçte de ona güvendiğimizi ve arkasında olduğumuzu hissetsin. Kendisine inanan ve güvenen bir kişinin olduğunu gerçekten hissetsin. Emin olun bunu boşa çıkarmayacaktır.

Güvenelim ve o sorumluluğu verelim. Cocuklar bile düşe kalka büyür. Düşmeden ihanete uğramadan, kandırılmadan büyümek imkansız. Bırakın o tecrübeyi yaşasın.

* * *

Eğer biz güvenmezsek, güvendiğimizi hissettirmezsek, arkasında olduğumuzu göremezse yiyeceği kazıktan yaşayacağı ihanetten cok daha büyük bir darbe vurmuş oluruz. Çok daha büyük acı yaşamış ya da yaşatmış oluruz.

Alınacak bir mobilya cok berabat olabilir. Fazladan para ödemişte olabilir fakat zihnine kazınılan güvenilmediği hissiden daha ucuz olacaktır. Sevdiği bir kişi tarafından gördüğü güvensizlik krizi o berabat tercihden bin kat daha berbat olacaktır..

* * *

Hayata farklı bir açıdan bakabilmek gerekiyor.

* * *

Güven > inanç > Teslimiyet > tevekkül > Tedbir > ve Şükür...

* * *

Şükretmesini bilen insan güvenmeyi de öğrenir..

Tevekkül etmesini bilen insan güvenmeyi de öğrenir..

Teslim olabilmiş bir kişi güvenmenin de tadına varır..

Karşısındaki insana inanan birisi güven nedir onu da yaşar..

* * *

Güvenmeyi öğrendiğinizde güvenebileceğiniz insanlar olur etrafınızda.. Güven krizi yaşayıp kimseye güvenemediğinizde hep hainler, nankörler ve üçkağıtcılar olur etrafınızda..

Durumun özeti bu..

"Ne gelirse haktan gelir, kullar aracıdır.." duygusu ile yaklaşabilmek ümidi ile..